sandik
Look at other dictionaries:
sandık — is., ğı, Ar. ṣandūḳ 1) İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası Köhne kitap sandıklarının başında kendi sahiplerinden başka kimseler görünmüyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sandik Apartament — (Рига,Латвия) Категория отеля: Адрес: Kooperativa iela 3a 20, Рига, LV 1067, Латв … Каталог отелей
sandık gözlemcisi — is. Yapılan seçimin kurallara uygun olup olmadığını sandık başında kontrol eden parti temsilcisi, sandık müşahidi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık odası — is. Sandık, sepet vb. ev eşyasının konulduğu küçük oda Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin / Sandık odalarında. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık balığı — is., hay. b. Sandık balığıgillerden, tropikal denizlerde yaşayan, vücudu çok kenarlı sert kemik plakalardan oluşan zırh ile kaplı, 0,5 m kadar olabilen bir balık (Lactophrys triqueter) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık balığıgiller — is., ç., hay. b. Sandık biçimi vücutları kemik plakalarla kaplı omurgalı hayvanlar sınıfı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık başkanı — is. Seçimlerde sandık kurulunun başkanlığına getirilen kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık kurulu — is. Seçimlerde bir sandık çevresinde oy verme işleminin düzenli yapılmasını sağlayan görevliler … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık müşahidi — is. Sandık gözlemcisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık sepet — is. Ortada ne varsa Sandık sepet, topladı götürdü … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık düzmek — çeyiz hazırlamak İleride yine ona gönderilmek üzere bir de sandık düzmesine ne mâni vardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük